Cinler ateşten yaratılmış olan varlıklardır. Yaratılışlarından kaynaklı olarak uzun yıllar boyunca yaşarlar. Ayrıca

cinlerinde mümin olanları bulunur.
Cinler sır dolu, esrarengiz, gizemli, korku dolu ve merak uyandırıcı varlıklardır. Her insan cinler ile alakalı olarak çocuklarından bugüne kadar birçok hikâye duymuştur.
Cin görmek, cin çağırmak, cinlere hükmetmek, cinlerden bilgi almak, cinler ile lrden yardım alarak define bulmak, cinler ile şans oyunları oynamak birçok kişinin yaptığı şeyler arasında yer almaktadır.
Bunları icra etmek için cinler ile alakalı bilgilere sahip olmak ve bu bilgiler doğrultusunda yaşamak gerekmektedir. İşte onlar ile alakalı olan bilgiler;
İçindekiler
Kaç Yıl Yaşarlar
Kuran’ı Kerim’de onların ateşten yaratıldığı ve insanlardan daha önce yaşamda yer aldıkları yazılmıştır. Bu varlıkların ömürleri insanlara oranla uzun sürmektedir. Uzun yaşadıklarından dolayı onlar yüzyıllar önce saklanmış olan definelerin yerini bilir, yüzyıllar önce oluşmuş olan olayları bilir. Onlar yaşları ile orantılı şekilde bir hafızaya sahiptirler.
Kuran’da yer alan Cin Suresi’nde peygamber efendimiz Kur’an okurken onların onu dinlediğini ve onları doğru yola çağırdığını anlatmıştır. Peygamber Efendimiz cinler ile konuşmuş, görüşmüş ve iletişime geçmiştir. Kuran’da birbirinden farklı onlar ile alakalı olan Ayetler ve Sureler bulunur. Onlar ile alakalı olan Sure ve Ayetlerden bazıları;
- Neml Suresi 10. Ayet
- En am Suresi 76. Ayet
- Cin Suresi 8. Ayet ve 9. Ayet
- Saffat Suresi 10. Ayet
- Araf Suresi 178. Ayet
- Kehf Suresi 51. Ayet
- Rahman Suresi 15. Ayet
- Hicr Suresi 27. Ayet
- Kassas Suresi 31. Ayet
İncil ile Tevrat’da da cinler ile alakalı bilgiler bulunur. Kuranı tefsir eden kişilerin verdikleri bilgilere göre cinlerin atası iblistir. Yine bu bilgiler doğrultusunda cinlerinde erkek ve dişilerin var olduğu bilinmektedir. Dişi olanlarına ise peri ismi verilmektedir. Cinler ile periler evlenir ve çoğalırlar. Hatta bu varlıklar ile evlenen insanların da olduğu süre gelen hikâyeler arasında yer almaktadır.
Cinlerin Yaşam Şekilleri ve Görünüşleri
Cinler farklı şekillerde insanların yaşamlarında yer alabilirler. Bu varlıkların genel görünümleri katı olan bir gölgeden ibarettir. Tamamen kendilerini göstermek istediklerinde farklı şemallere bürünebilirler. Cinlerinde insanlar gibi hayvanları bulunur. Bu varlıklar eti olmayan kemikler, çamur, kuş eti, balçık gibi besinler ile yaşamlarını sürdürürler. İnsanlardan daha üstün olan varlıklar değildirler. Mantık yürütme kapasiteleri bulunmaz ve ani şekilde karar verirler. En önemli olan özellikleri çok hızlı şekilde hareket etmeleridir.
Cinlerin Düğünleri ve Evlilik Yaşamları
Cinlerde insanlar gibi evlenerek yaşamlarını sürdürürler. Yapılan düğünleri oldukça kalabalık ve gösterişli olmaktadır. İnsanlar ile evlenen cinlerin geçmiş dönemlerde olduğu bilinir. Bu tarz evlilikleri olan varlıklara Mir adı verilmektedir. Bu evlilikten dünyaya gelen çocuklar sadece ebeveyne görünür ve insanlara görünmez.
Cinlerin Sadakatleri ve Yeminleri
Cinleri sadakat gösterecekleri şeylere karşı yemin ederler ve bu yeminden kesinlikle dönmeden yaşamlarını sürdürürler. Bir cinin yemin etmesinden sonra soyundan gelecek olan her cin bu yemine uyarak yaşamını sürdürür. Hatta geçmiş dönemdeki büyücülerin onları yemin ettirerek emirlerinde çalıştırdığı kaynaklarda geçmektedir. Cinlerin yaşamında bulunan yeminin geçerliliği nesiller boyunca sürmektedir.
Cinlerin İnançları
Cinler birbirlerinden farkı inançlara sahiptir. Ateşe tapan cinler en zararlı olan cinler arasında yer alır. Kendi içlerinde bulunan yasa, kanun ve kuralların dışına çıkmaz ve çıkartmazlar. Bunlar musallat olarak zarar verebilir.
Cin çağırma işlemi geçmiş dönemlerden bugüne kadar popülerliğini koruyarak gelmiştir. Onlar insanların fincanlarına gelecek olan varlıklar değildirler. Bu varlıklar bilinmez olan âlemin yaşayanlarıdır. Bu konuda bilgi edinecek olan kişilerin irfan ve ilim sahibi olması şarttır.
Cinler İle Alakalı Bir Hikâye

Cinler ile alakalı birçok hikâye bulunur. Bazı insanlar onlar ile alakalı yaşadıkları korkuları, korkunç olayları anlatmaktadır. Size bu konuda örnek vermek gerekirse;
- 16 yaşlarında olan bir çocuk arkadaşları ile beraber toplanır ve cin çağırmaya karar verir. Bu çocuklar yaptıkları araştırma sonucunda cin çağırma işlemi için gerekli olan her şeyi toparlamışlardır. Yaptıkları her cin çağırma seansında ürpermişler ve başarılı olamamışlardır. Bu çocukların içinden bir tanesi gelmemesine rağmen halen kendine uğraşlar vermiştir. Tüm uğraşlarına rağmen başarılı olamamıştır. Bu olayın ardından bu çocuk birkaç ay sonra kâbuslar ve korkunç rüyalar görmeye başlamıştır. Çevresinde bulunan sevdiği birkaç kişinin başına ufak tefek olaylar gelmeye başlamıştır. Bu olayların o dönemlerde küçük zararlar olduğunu düşünen bu çocuk büyümeye başladıkça aslında cinlerin onu ve çevresinde bulunan kişileri rahatsız etmeye başladığını anlamıştır.
- Bir kişinin askerde başından geçen bir olaydır. Askere yeni gelmiş olan çocuk oldukça neşeli ve mutlu bir kişiliğe sahiptir. Gelmesinden 1 ay sonrada kendisine nöbet yazılmıştır. Nöbet için yanına üst devre olan bir kişide verilmiştir. Üst devre olan kişi uyumuştur. Diğer çocuk ise belli bir süre sonra başlamıştır bağırmaya ve çağırmaya. Koşuğa zor şekilde getirilen çocuk komutanına cin gördüğünü, kendisini boğmaya kalktıklarını ifade etmiştir. Bu çocuk uyuduğunda da her geçen gün boğulduğunu söylemeye devam etmiştir. Sonrasında çocuk askeriyede tedaviye gönderilmiştir.
Cinler Yalancı mıdır?
Kur’an-ı Kerim ve belli başlı hadis-i şeriflerde bu varlıkların yalancı oldukları ve Allaha karşı da yalan söyledikleri yazmaktadır. Cinlerinde mümin olanları bulunur. Bu tarz olanlarının yalan söylemesi ise günah ve yasaktır.
Cinlerin Yaşam Alanları
Genelde pis yerlerde, çöplüklerde yaşamayı seven varlıklardır. Peygamber Efendimizde ev içlerinde bırakılan çöplerin cinlerin toplantı yeri olacağını ifade etmiştir. Mümin olanları ise pislikten hoşlanmazlar.
Cin Suresi
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla
1.De ki: “Bana vahyedildiğine göre cinlerden bir grup (Kur’an’ı) dinledi ve şöyle dediler: “Doğrusu biz hayret verici bir Kur’an dinledik.
2.O (Kur’an) doğruluğa iletiyor. Biz de ona iman ettik. Artık Rabbimize hiç kimseyi ortak koşmayacağız.
3.Muhakkak ki Rabbimizin şanı pek yücedir. O ne bir eş ne de çocuk edinmiştir.
4.Doğrusu bizim beyinsizimiz Allah hakkında saçma şeyler söylüyormuş.
5.Oysa biz insanların ve cinlerin Allah’a karşı yalan söylemeyeceklerini sanmıştık.
6.İnsanlardan bazıları, cinlerden bazılarına sığınırlardı; bu da onların azgınlıklarını artırırdı.
7.Onlar da sizin sandığınız gibi Allah’ın hiç kimseyi diriltmeyeceğini sanmışlardı.
8.Doğrusu biz göğü yokladık da onu güçlü bekçiler ve parlak ateşlerle doldurulmuş bulduk.
9.Oysa biz (daha önce, gayb haberlerini) dinlemek için orada bazı oturacak yerlere otururduk. Ama şimdi kim dinleyecek olursa kendisini izleyen parlak bir ateş(i karşısında) buluyor.
10.Bilmiyoruz, acaba yeryüzünde olanlar için bir kötülük mü istendi yoksa Rableri onlar için bir hayır mı diledi?
11.Gerçek şu ki, bizden salih olanlar da var, bunun aşağısında olanlar da. Biz, çeşit çeşit yollara ayrılmış gruplardık.
12.Biz, yeryüzünde Allah’ı aciz bırakamayacağımızı, (göğe) kaçmakla da O’nu aciz bırakamayacağımızı anladık.
13.Ve biz doğruluğa ileten (Kur’an)’ı duyunca ona iman ettik. Kim Rabbine iman ederse (sevabının) eksik verilmesinden de, haksızlığa uğratılmaktan da korkmaz.
14. Bizden Müslümanlar da var, haksızlık edenler (doğru yoldan sapanlar) da. Kim Müslüman olursa işte onlar doğruyu arayıp bulmuşlardır.
15.Haksızlık edenler ise cehennem için odun olmuşlardır.”
16.Gerçek şu ki onlar yolda dosdoğru gitselerdi onlara bolca su verirdik.
17.Bununla onları imtihan etmek için. Kim Rabbinin zikrinden yüz çevirirse onu zor bir azaba sokar.
18.Şüphesiz mescitler Allah’ındır. Öyleyse Allah’la beraber başkasına tapmayın.
19.Gerçekten Allah’ın kulu O’na ibadet için kalktığında onun üzerine üşüşerek neredeyse keçe gibi olacaklardı.
20.De ki: “Ben ancak Rabbime dua ediyor ve O’na hiç bir şeyi ortak koşmuyorum.”
21.De ki: “Ben size ne bir zarar, ne de bir yarar dokundurma gücüne sahibim.”
22.De ki: “Hiç kimse beni Allah’tan (gelecek azaptan) kurtaramaz ve ben O’ndan başka sığınılacak birini de bulamam.
23.(Benim yaptığım) sadece Allah’tan geleni ve onun gönderdiklerini tebliğdir. Kim Allah’a ve peygamberine karşı gelirse onlar için içinde sonsuza kadar kalacakları cehennem ateşi vardır.
24.Sonunda kendilerine vaat edileni gördüklerinde kimin yardımcı bakımından daha zayıf ve sayıca daha az olduğunu bilecekler.
25.De ki: “Size vaat edilen yakın mıdır yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koyar bilemem.
26.O, gaybı bilendir. Kendi gaybını kimseye açmaz.
27.Ancak elçilerinden hoşnut oldukları müstesna. Çünkü O, bunun önüne ve arkasına gözetleyiciler koyar.
28.Öyle ki, Rablerinin risaletlerini (kendileri vasıtasıyla gönderdiği hükümleri) tebliğ ettiklerini bilsin. (Allah) onlarda olanı kuşatmış ve her şeyi sayı olarak saymıştır.
Benzer konu olan Müslüman Cinler konusuna göz atabilirsiniz.